Kürsü
Nagehan Alçı: Bosna ve Kosova’daki gibi bir askeri müdahale şart
BELKÄ° de bu yazı yayınlandığı sırada ABD, Suriye’ye saldırı kararını açıklamış olacak. Olaylar son derece hızlı ilerliyor. Trump kararını vermek için seyahatlerini iptal edip ofisine kapanmış durumda… Bir yandan da ABD, BaÅŸkan’ın özel avukatına FBI incelemesi baÅŸlatılmasıyla çalkalanıyor. Trump tam tarihi bir karar vermek üzereyken büyük kiÅŸisel bir krizin ortasında. Bu da elini ayağını baÄŸlayabilir. Şüphesiz tarihin çok ilginç bir döneminin içinde ilerliyoruz-N.A.)
“Dünyanın en büyük savaÅŸ gücüne sahibiz… Åžam yakınlarındaki korkunç saldırıya nasıl karşılık vereceÄŸimizle ilgili bir karar aÅŸamasındayız. Çok güçlü bir karşılık verilecek…
En büyük askeri gücü geliÅŸtiriyoruz. 700 milyon dolar bütçe onaylandı. Ordumuzu güçlendirmemiz gerekiyordu… Seneye bunu 716 milyon dolara çıkaracağız. Bu akÅŸam ya da hemen ertesinde bir karar vereceÄŸiz… Åžahit olduÄŸumuz saldırıların devam etmesine izin veremeyiz. Hem de ABD olarak bu kadar güçlü iken…”
Yukarıdaki alıntı, ABD BaÅŸkanı Trump’ın pazartesi günü askeri yetkililer ve güvenlik danışmanlarıyla yaptığı toplantı öncesi verdiÄŸi basın toplantısından konuÅŸma notları.
Trump gelmiÅŸ geçmiÅŸ “en tartışmalı Amerikan BaÅŸkanı” unvanını hak eden bir isim. Müslüman ülkelere vize kısıtlaması, Ä°slamofobik çıkışları, göçmen karşıtı demeçleriyle “farklılıklarıyla zengin ve kozmopolit Amerika” imajına epey zarar verdi.
ZAMANI GELDİ DE GEÇİYOR
Ancak ilk kez yukarıdaki sözleri umut verici. Her ne kadar Suriye’deki kimyasal saldırıyı insani duyarlılık nedeniyle önlemek ve sivil ölümlerine son vermekten ziyade ABD’nin gücünü dünyaya göstermek ve soÄŸuk savaÅŸ dönemini andıran çıkışlar yapan Rusya’ya “gününü göstermek” amacını gütse de önemli olan sonuç.
ABD’nin Suriye’ye müdahale etmesinin zamanı çoktan geldi de geçiyor. Esad 200’ün üzerinde kimyasal saldırı gerçekleÅŸtirdi. Irak’ta, Afganistan’da sırf kendi çıkarı için müdahale eden ABD bunca zaman neden bekledi?
Ben bu aÅŸamadan sonra Washington’ın Suriye’ye müdahalesinin tıpkı 1995’teki Bosna ve 1999’daki Kosova müdahaleleri gibi gerekli ve doÄŸru olduÄŸunu düşünüyorum. Bosna’da da 3 yıldan fazla süren BoÅŸnak katliamı ve 100 binin üzerinde ölünün ardından ABD’nin başını çektiÄŸi NATO gücü AÄŸustos 1995’te müdahale etmiÅŸ, 25 gün sonra Bosna kurtulmuÅŸtu. Kosova’da ise ABD’nin inisiyatifi sayesinde NATO 24 Mart 1999’da 78 gün sürecek bir saldırı baÅŸlatmış, Kosovalı Arnavutları kurtarmıştı. Bu müdahaleler olmasa hem Bosna hem de Kosova’da çok daha büyük kıyımlar yaÅŸanacaktı.
***********
ESAS HEDEF BAÅžKA MI?
TRUMP’ın nihai amacının Ä°ran’a saldırmak olduÄŸu, Suriye’nin bunun için bir basamak olarak kullanıldığı yönünde yorumlar yapılıyor. DoÄŸru, ABD BaÅŸkanı ilk günden beri Ä°ran’ı hedef alıyor. Ambargoları yeniden ve sertleÅŸtirerek hayata geçirmesi, strateji belgesinde Ä°ran’ı tehdit olarak tanımlayıp geniÅŸ yer vermesi ve verdiÄŸi mesajlar Trump’ın bir Ä°ran saldırısına hazırlanabileceÄŸinin sinyallerini gösteriyor. Ancak sırf bunun için Suriye’ye müdahale edeceÄŸi tezine katılmıyorum. Bu, Esad rejiminin iÅŸine gelen ve Rusya ile Ä°ran tarafından yaygınlaÅŸtırılan bir tez. Ãœstelik bütün dünyanın gözünün önünde kanayan bir yara varken öncelikli hedef bunu durdurmak olmalı. “O yaranın kanamasına sırf daha sonra baÅŸka yeri kanatmak için müdahale edilecek” gerekçesiyle göz yumulması asla insani deÄŸil!
***********
ESAD’IN MÄ°LOSEVİÇ’TEN NE FARKI VAR?
İŞLER bu kadar kızışmışken Türkiye çok zor ama önemli bir pozisyonda. Zira iki tarafla ilişki kurabilen ve iki tarafın da kendi yanına çekmek istediği tek ülke Türkiye.
Bu nedenle Rusya Devlet BaÅŸkanı Putin hemen pazartesi günü CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸanile bir telefon görüşmesi yaptı. Ancak ErdoÄŸan, Esad’ın vahÅŸeti ve saldırılarıyla ilgili tutumunda hiç geri adım atmıyor. Ãœstelik Türkiye bir NATO ülkesi. ABD’nin başını çekmesiyle Suriye’ye bir NATO müdahalesi olması durumunda biz de o operasyona asker vereceÄŸiz. Bu da otomatik olarak Türkiye’yi Rusya ile iliÅŸkileri konusunda zor bir pozisyona sokuyor. Biz son derece haklı bir pozisyondayız, bu noktada Esad’ın Miloseviç’ten hiç farkı yok. Fakat elbette Rusya ile de tamamen karşı karşıya gelmemeye dikkat etmeliyiz.
Henüz yorum yapılmamış.